Soğan Mildiyösü ve Mücadele Yöntemleri
Soğan mildiyösü, Peronospora destructor fungal etmeninin neden olduğu bir hastalıktır. Başta soğan olmak üzere sarımsakta da görülmekte olup, ilk belirtileri soğan yapraklarının dip ve orta kısımlarındaki klorotik çukurlaşmalardır. Hastalık ne kadar erken görülür ve yayılırsa ürün kaybı da o nispette büyük olur. Hastalık ile mücadele yapılmadığı durumda soğanda önemli verim kayıplarına neden olabilmektedir.
Belirtileri
Hastalıklı soğan yapraklarının dip ve orta kısımlarında klorotik çukurlaşmalar meydana gelir. Bunların ortaları grimsi beyaz bir renk alır, daha sonra menekşe rengine döner ve üzerleri beyaz grimsi renkte misel örtüsü ile kaplanır. Lekeler birleşerek yaprağın kurumasına neden olur. Hastalık, baş soğanda buruşma, kalınlaşma ve daha ileri aşamada ise süngerleşmeler şeklinde kendini gösterir.
Hastalık ne kadar erken safhada görülür ve epidemi yaparsa ürün kaybı o nispette büyük olabilir. Ayrıca hastalıklı soğan bitkilerinin yumruları depoda uzun süre saklanamaz. Yumruda zamanla yumuşama, sulanma ve çürümeler meydana gelebilir.
Ülkemizde soğan ekiliş alanlarında ve iklim koşullarının hastalık etmeninin gelişmesine uygunluğu oranında görülmekte olup önemli ürün kaybına neden olmaktadır.
Mücadele Yöntemleri
Kültürel Önlemler
Hasat sonunda hastalıklı bitki artıkları toplanıp yok edilmelidir.
Hastalığın her yıl epidemi yaptığı yerlerde dayanıklı çeşitler ekilmelidir.
Soğan yetiştiriciliğinde genellikle rüzgâr alan ve fazla su tutmayan tarlalar seçilmelidir.
Fazla çiğ düşen alanlardaki rüzgâra kapalı tarlalarda genellikle soğan tarımından kaçınılmalıdır.
Hastalığın devamlı görüldüğü yerlerde yağmurlama sulama yapılmamalıdır.
Kimyasal Mücadele
Soğan mildiyösünün kimyasal mücadelesinde kullanabileceğiniz Orondis ürünümüze ait detaylar aşağıda verilmiştir.
Bitki Adı | Zararlı Organizma Adı | Uygulama Dozu ve Dönemi | Son Uygulama ile |
Soğan | Soğan mildiyösü (Peronospora destructor) | 100 ml/da | 3 gün |
Kullanma Şekli: Günlük ortalama sıcaklığın 16 °C’ye ulaşması ve orantılı nemin en az %80’i bulması ile mücadeleye başlanması gerekirse de çevrede ilk hastalık belirtilerinin saptanması ile de uygulamalara başlanabilir.