Syngenta Uluslararası Ayçiçeği Konferansı’ndaydı

haber

Syngenta, 29 Mayıs-3 Haziran 2016 tarihleri arasında, merkezi Paris’te bulunan Uluslararası Ayçiçeği Derneği ve Trakya Üniversitesi tarafından,  Edirne’de Trakya Üniversitesi Balkan Kongre Merkezi’nde düzenlenen 19. Uluslararası Ayçiçeği Konferansı’na katıldı. Konferansta ayçiçeğinde dünyada olan son gelişmeler, araştırma sonuçları ve buluşlar sunuldu. Türkiye’nin ve dünyanın değişik bölgelerinden 41 ülkeden 612 temsilcinin katılımıyla gerçekleşen konferansta, katılımcılar kendi aralarında yaptıkları çalışmaları ve tecrübelerini paylaşma olanağını buldu.

Balkan Senfoni Orkestrası'nın konseriyle başlayan açılış töreninin ardından üniversite tanıtım sunumu ve ayçiçeklerini anlatan bir slayt gösterisi izlendi ve Uluslararası Ayçiçeği Derneği Başkanı Doç. Dr. Yalçın Kaya bir konuşma gerçekleştirdi. Konferansa ulusal ve uluslararası alandan akademisyenler, meslek odalarından temsilciler ve öğrenciler katıldı.

Kaliteli çeşitlerle üreticilere yüksek verim sağlamayı amaçlayan Syngenta, konferansın ana sponsorlarından biriydi.  30 Mayıs Pazartesi Syngenta’nın ana sponsorluğunda tüm kongre katılımcılarına 600 kişilik gala yemeği organize edildi ve ev sahipliği yapıldı. Kongre boyunca ana giriş holünde yer alan Syngenta standı ile tüm katılımcılar ağırlandı ve 5 ana fonksiyonda (GGP, Entegre Bitki Koruma, Öncü Hibrit Çeşitler, Üretici ihtiyaçları ve yarını, Optimum Verim amacı)  stand görsel içerikleri ile anlatımlar gerçekleşti ve mesajlar verildi. 02.06 Perşembe günü ise Trakya Araştırma Enstitüsü alanında yarım günlük tarla günü ile lokal çeşitlerin performansları, tohum ilaçlama ve başarılı deneme ekim kriterleri tüm katılımcılarla paylaşıldı.

Syngenta Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Tohum Operasyonları Başkanı Philippe Rousseau ayçiçeği üretimindeki problemlere yönelik Syngenta çözümlerini ve çalışmaları hakkında bilgi verdi. “Ayçiçeği üretiminde karşılaşılan en büyük problem orobanş otu. Büyük verim kayıplarına yol açabilen ve ıslah edilen çeşitlere karşı da ırk değiştirebilen bir yabancı ot. Bu yüzden her 3-5 yılda bir, yeni bir ırk ortaya çıktığında, hem genetik hem de kimyasal açıdan yeni stratejiler geliştirmek zorundayız” diyen Philippe Rousseau, Syngenta’nın bu alandaki çözümlerinden birinin tohumu uygun fungisit ve insektisitle kaplamak olduğunu vurguladı. Genetik, kimya ve tarım bilimini birleştirerek orobanş otuna karşı uzun dönemli, sürdürülebilir bir kontrol yöntemi oluşturulduğunu aktardı.

Tohumluk üretiminde de Türkiye’nin Syngenta’nın üretim ağının önemli üyelerinden biri olduğunu söyleyen Rousseau, Manisa-Muradiye’deki modern tohum üretim tesisi ve Bursa ve Konya’daki üretim alanlarında kaliteli tohum elde edebildiklerini ve bunun sonucunda her yere ihracat yapabildiklerini vurguladı.

Türkiye Ülke Müdürü Florian Wagner de Türkiye’nin ayçiçeği üretiminde önemli bir ülke olduğuna dikkat çekerek bilinirliğinin gurur verici olduğunu söyledi. Wagner “Syngenta Türkiye’nin ürün gamında ayçiçeğinin çok önemli bir ürün olduğu görülüyor. Bu yüzden ayçiçeğinde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu yıl SY Gibraltar, SY Bento ve SY Barbati isimleriyle sunduğumuz 3 yeni ayçiçeği çeşidi ile üreticilerin her zaman yanında olmaya devam edeceğiz. Küresel bilim dünyasından elde ettiğimiz bu önemli çözümleri pazara ve müşterilerimize sunuyor ve onların ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Bu iletişim bizim için çok önemli” dedi.